Keşiş Dağlarının Zirvesinde: Esence Dağına Tırmanış

Mevsim yaz, aylardan temmuz. Esence Dağı zirve tırmanışı için son hazırlıkları yapıyoruz. Üzerimizi yoğun bir sis bulutu kapladı. Sis bulutunun getirdiği soğukla beraber ortamda derin bir sessizlik oluştu. Birbirini tanıyan, tanımayan herkes kendi aralarında yarınki tırmanışı fısıldayarak konuşuyordu. Anlaşılan herkesin düşüncelerinde keşiş dağlarının zirvesi Esence vardı. Ana kampımızı yeşillik düz bir araziye kurduk, fakat burası dağ yamacından fazlasıyla  uzaktı. Dağa yanaşmak için uzun bir kayalık yol bizi bekliyordu. Bakalım yarınki macera nasıl başlayacaktı…

IMG_20180720_180539
Ana Kamp

Güneşin doğmasına yakın bir saatte herkes uyanmıştı. Kahvaltılar, son hazırlıklar telaşla yapılıyordu. Daha önce Esence zirvesine çıkmamış kişilerin heyecanları gözlerinden okunuyordu, benim de dahil. Hazır olan herkes belli bir alanda toplandıktan sonra yavaş bir yürüyüş temposuyla yola koyulduk. Sabahın ayazı soluduğumuz havayı tertemiz yapmıştı. Pürüzsüz, kusursuz ve her şeyiyle mükemmel olan doğa bizi memnuniyetle karşılamıştı. Hava açık olmasına rağmen zirvedeki sis bulutu kaybolmamıştı. Esence bizi kendisinden hâlâ gizliyordu. Ama kaçarı yoktu, yavaş yavaş ona doğru emin adımlarla yola çıkmıştık. 3549 metrede adımlarımız zirvede olacaktı!

Tırmanış rotamızda zorlu kayalardan ziyade göller de bulunuyordu. Bu göller Keşiş Dağlarının vazgeçilmez bir oluşumuydu. Keşiş Dağları neyse, göllerde oydu… Her halinden çetin geçeceği belli olan zirve tırmanışı öncesi bu güzel gölleri görmek bizi motive etmişti. Sık sık mola vererek hem dinleniyor hem de manzaranın tadını çıkarmaya çalışıyorduk. Etrafımız tamamen doğa ile çevrilmişti. Ne yakınımızda, ne de ufukta bir yerleşim yeri gözüküyordu. Keşmekeş bir hayattan tamamen soyutlanmıştık.

IMG_20180721_120106
Zirve Yolunda

Büyük kaya kütleleri yürüyüş arazisini zorlu kılıyordu. Yükseldikçe basınç azalıyor ve nefes almakta güçlük çekiyorduk. Arazi şartlarından dolayı hırpalanmış bacaklar, nasır tutmuş eller ve kızarmış gözler biz küçük insanların genel çehresini kaplıyordu. Ama bir çift gözün gördüğü birçok doğal oluşum bu meşakkatli yolculuğun boşa olmadığının ispatıydı. Sis bulutu içerisindeki devasa karlı kayaların arasından gelen uğultulu bir rüzgar ve ona eşlik eden nefes alıp verişlerimiz unutulmazdı!

IMG_20180721_121608
Kaya ve Karların Buluşması

Tek sıra halinde aramızda yarım metre mesafe bırakarak ilerliyorduk. Adımlarımız ufak ama sağlamdı. Yürüdüğümüz rotada daha önce çok kişi yürüdüğü için ufak kaya parçaları çoktu. O yüzden yürürken aşağıya taş düşürme olasılığımız artıyordu. Bir sincap gibi sessiz ve dikkatli olmalıydık. En ufak bir hata yaralanmalara sebep olabilirdi. Tehlike sadece taş düşürmeyle kalmıyor, aynı zamanda tedirgin edici yan geçişlerle de artıyordu. Ekstrem sporun hakkını veriyorduk! Dağcılık mantığını oturtmuş bir ekibimiz olduğundan bilinçsizce bir hareket yapılmıyordu. Nizami bir birliktelik içindeydik.

IMG_20180721_104004
Zirve Yolunda

Yer yer sis bulutunun içine giriyor, çoğu zaman da karlı kayaların arasından geçiyorduk. Sırttan ilerlerken bulunduğumuz yükseltiyi iliklerime kadar hissediyordum. Sağımız ve solumuz uçurumlarla çevriliydi; iki iskambil kağıdından yapılan kulenin üst kısmında gibiydik. Artık, Esence, zirvesini bize yavaş yavaş göstermeye başlamıştı. Zirveyi gördükçe heyecanlanıyor ve yürüyüş tempomuzu artırıyorduk.

IMG_20180721_115231
Zirve

Ve Zirve… Uzun soluklu bir tırmanışın ardından hem fiziksel, hem de psikolojik bir rahatlamayı hakketmiştik. Çevremizdeki dağlar o kadar büyüktü ki kendimi ufak bir karınca gibi görüyordum. Neredeyse kamp attığımız yer kalem ucuyla işaretlenmiş bir nokta gibiydi. Bu manzara karşısında derin bir nefes alarak ciğerlerimi temiz havayla doldurdum ve yavaşça vererek bedenimi Esence zirvesine adadım.

Keşiş Dağlarının Zirvesinde: Esence Dağına Tırmanış” üzerine bir düşünce

Yorum bırakın